ithal ikameci sanayileşme, Import Substitution Industrialization, ISI, Alexander Hamilton, Friedrich List, infant industry, başlangıç aşamasındaki endüstri argümanı, UNECLAC, CEPAL, İİS, IMF, Hans Singer, Celso Furtado

İthalat
İthalat ikameci sanayileşme, gelişmiş ülkelere bağımlılığını azaltmak ve kendi kendine yetmeyi arttırmak isteyen gelişmekte olan ülkeler tarafından kullanılan ekonomi teorisidir.
Uygulanan teori, üretilen malların ithal mallar ile rekabet
edebilme yeteneğine sahip olması için sektörleri tamamen geliştirmeyi amaçlayan,
ithal ürünleri ikame edebilecek sektörlerin oluşturulması ve kuluçka edilmesini
hedeflemektedir. ISI teorisine göre, bu süreç yerel ekonomileri kendi kendine
yeterli hale getirir.
İthalat İkameci Sanayileşme (Import Substitution Industrialization - ISI)
İkinci Dünya Savaşından sonra ISI teorisi Latin Amerika ülkelerinde
ortaya çıktı. Uygulanan teorinin temel amacı, gümrük tarifeleri, ithalat
kotaları ve sübvansiyonlu devlet kredileri dahil çeşitli taktikler kullanarak
yerel sanayileri, ucuz ithal ürünlerden korumak, ve aynı zamanda yerel üretimi güçlendirmek
ve yeni oluşturulacak sanayi işletmelerini büyütmektir. Bu teoriyi uygulayan ülkeler,
tamamen kendi kaynakları ile üretim yapabilmek için bir ürünün her aşamasında üretim
kanalları kurmayı amaçlar.
Bu teori, ülkelerin kendilerine bir takım avantajlar sağlayan ürünler üretmekte
uzmanlaştığı karşılaştırmalı avantaj teorisine doğrudan ters düşüyor. Bu ülkeler
daha sonra bu malları uluslararası pazarlara ihraç etmeye çalışıyorlar.
İthalat İkameci Sanayileşme Teorisinin Kısa Tarihi
"İthalat ikameci sanayileşme" terimi, 20. Yüzyılda ele alınan
kalkınma ekonomisi politikalarına referans teşkil etmekle birlikte, İİS
teorisi, Alexander Hamilton ve Friedrich List gibi ekonomistler tarafından 18.
yüzyıldan beri savunuluyordu.
İthalat İkameci Sanayileşme politikaları başlangıçta, her ülkede bir iç
pazar yaratarak kendi kendine yeterliliği geliştirmek amacıyla çeşitli ülkeler
tarafından uygulanmaya başlandı. İİS politikalarının başarısı, enerji üretimi
ve tarım gibi önde gelen endüstrilerin sübvanse edilmesinin yanı sıra kamulaştırma,
daha fazla vergilendirme ve korumacı ticaret politikalarını destekleyerek
kolaylaştırıldı.
Gelişmekte olan ülkeler, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya
Bankası'nın yapısal uyum programlarına dayalı bir konsept olan küresel pazara
dayalı liberalizasyona ısrar uyguladıktan sonra gelişmekte olan ülkeler yavaş
yavaş 1980'li ve 1990'lı yıllarda İİS den ayrılmışlardır.
"Latin Amerika yapısalcılık", 1950'lerden 1980'lere dek çeşitli
Latin Amerika ülkelerinde İİS dönemini referans alan bir terimdir. Yapısalcılığın
arkasındaki kuramlar, Hans Singer, Celso Furtado, Raul Prebisch ve bir takım diğer
yapısal ekonomik düşünen idealistler tarafından işlerde kavramsallaştırıldı. Bu
teoriler aynı zamanda Birleşmiş Milletler Latin Amerika ve Karayipler Ekonomik
Komisyonu (UNECLAC veya CEPAL, İspanyol eşdeğeri) oluşturulması ile ön plana çıktı.
Türkiye’de Cumhuriyetin ilk yıllarında özellikle temel tüketim ve ara
malların yerli üretim yoluyla elde edilebilmesi için ithal ikamesi sağlamak
amacıyla un, şeker, pamuk ile kömür, demir ve akaryakıt üretimi başta olmak
üzere tüm sektörlerde ithal ikameci sanayileşme politikaları izledi.
1960'larda Devlet Planlama Teşkilatı'nın kurulması ile birlikte sanayileşme
yeniden önem kazandı ve ve buna bağlı ithal ikameci sanayileşme politikaları
yeniden gözden geçirilerek 5 yıllık kalkınma planları dahilinde, devlet
özellikle tüketim mallarının yurt içinde üretilebilmesi için gerekli destek,
önelme ve yatırımlara öncelik vermiştir. 24 ocak 1980 kararları ile birlikte
Türkiye ithal ikameci sanayileşme politikasından vazgeçerek dışa açılma
politikalarını benimsedi.
İthalat İkameci Sanayileşmeye dair Teorik Dayanak
ISI teorisi bir grup gelişim politikasına dayanır. Bu teorinin
temelini, başlangıç aşamasındaki endüstrisi argümanı (infant industry),
Singer-Prebisch tezi ve Keynesyen ekonomi oluşturmaktadır. Bu önermelerden bir
takım uygulamalar üretilebilir, örneğin: stratejik ikame maddelerinin üretimini
sübvanse eden ve organize eden, çalışan bir sanayi politikası; İthalata dayalı
ticarete engel olan, ek vergiler ve tarifeler gibi; Malların ithalatında üreticilere
avantaj sağlayacak aşırı değerli bir para birimi; Ve doğrudan yabancı yatırım için
destek eksikliği.
Başlangıç aşamasındaki endüstrisi argümanı (infant industry)
Başlangıç aşamasında olan, yeni yeni kurulmakta olan yerli
endüstrilerin kuruluş aşamasını sağlıklı atlatabilmeleri, büyüme evresine
geçebilmeleri ve rekabet edebilir hale gelebilmeleri için, uluslararası rekabete karşı korunmaya ihtiyaç
duydukları varsayımıdır. Bu teoriyi ekonomik bir model olarak benimseyip
uygulayan ülkeler. İç ve dış ticareti düzenleyen kurallarını, destek
unsurlarını, gümrük vergilerini ve kotaları buna göre düzenlerler.
YORUM