stres, stress, sessiz katil, iş hayatı, sosyal çevre, stresle nasıl başedilir, endorfin, stres kalkanı, stresi önlemek, stresden kaçınmak, stresle mücadele, stres azaltmak için neler yapılır, sevmek şart, yalnızlık duygusu, kafein, alkol, hazır gıda, sağlıklı beslenmek, dengeli beslenmek, düzenli uyku, rafine şeker, uyku düzeni, beslenme alışkanlıkları, kişiselleştirmek, hayır demek, hayır diyebilmek, stres hormonu, stresi azaltmak, stres sebepleri, stres kaynağı, stres azaltan yiyecekler, stres azaltan alışkanlıklar, spor ve stres
Stres
Stres, hem gündelik yaşamda, hem de iş hayatında bireylerin
gerçek kapasitelerini sergilemelerini engelleyen, hem ruhsal hem fiziksel
negatif etkiler doğuran bir faktör.
Stresle baş etmeyi bilmiyorsanız, basit motivasyon
kayıpları, keyifsizlik veya tedirginlik hislerinden öte, zamanla bağışıklık
sistemini zayıflatarak, kişilerin yaşamsal fonksiyonlarını etkileyecek boyuta
ulaşabilir. Bu noktada stres ölümcül bir hastalığa davetiye açabilecek
kapasitede ciddi bir risk faktörüdür denilebilir. Stres için yapılan “sessiz
katil” benzetmesi ürkütücü ama gerçekçi bir benzetme.
Bu tehlike azımsanmaması, küçümsenmemesi gereken bir risk, çünkü
özellikle iş hayatında, mücadelenin,
rekabetin kıyasıya ve acımasız olduğu alanlarda stresten uzak kalmak neredeyse
imkansız. Bazı iş sektörlerinin her dakikası ciddi bir baskı ve koşuşturmacaya
sahne oluyor.
Günümüz ekonomisi sıkça karşılaşılan kriz dönemleri, sadece
yerel değil global rekabet, iş ve ürün ömürleri ve yapısal değişim sürelerinin
kısalması gibi pek çok sebepten ötürü, işini kaybetme riski, hem çalışan hem de
işyeri sahipleri açısından ciddi strese sebep oluyor.
Stres seviyesinin yükselmesi kişilerin sağlıklı karar
vermesini, çözüm üretmek için gerekli analitik bakış açısını ve yaratıcılığı
törpüler. Hem iş hayatı hem de sosyal hayatın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilirliği, bu
noktada, stresle baş etmenin yollarını bulmaya bizi mecbur bırakıyor. Çünkü her
iletişim beraberinde strese sebep olabilecek riskler ihtiva eder, bunu
dengeleyen insanlar ilişkilerini daha problemsiz, daha sürdürülebilir ve
başarılı hale getirir.
1. Stresle Nasıl Başedilir
Stresle baş etmek için pek çok uzman tavsiyesi ya da kişisel
başarı hikayesi var. Temelde ortak noktalar olmak üzere her insan duygusal ve
fiziksel açıdan farklı özellikler taşıyor. Farklı etkilere maruz kalıyor. Farklı
aileler, farklı arkadaşlıklar, farklı iş koşullarında hayatımıza devam
ediyoruz.
Tüm bunları dikkate alarak, stresle baş etmek için, herkese
faydası dokunacak tavsiyeler dört başlıkta sıralanabilir. Stres altındaysanız
birilerinin size sakin ol demesinin pek bir faydası olmayacaktır, temel olarak
sizin kendi adınıza bir şeyler yapmanız, kendi reçetenizi hazırlamanız
gerekiyor.
2. Endorfin ve Stres
Düzenli olarak egzersiz yapmak her açıdan faydalı. Formunuzu
korumaktan, kaslarınızı düzenli çalıştırıp fiziksel performansınızı belli bir
seviyede dengelemekten öte, yürümek, koşmak, yüzmek gibi egzersizler
vücudunuzun endorfin salgılamasına sebep olur.
Endorfin, vücudumuzun ürettiği nörotransmitter hormonlardan
biridir ve daha mutlu hissetmemizi sağlar. Bu hormon, stres, korku, acı gibi
uyarılara karşı daha iyi hissetmemizi ve ruh halimizin dengede kalmasını sağlar.
Sabah saatlerinde yapılan egzersiz, sinir sisteminizin gün boyu maruz kalacağı
negatif etkilere karşı daha hazırlıklı olmasını sağlar. (www.ihracat.co)
3. Stresden uzak kalmak için "Gerektiğinde Hayır demeyi" öğrenin.
İster iş hayatında, ister sosyal çevrenizde ya da aile
hayatınızda olsun. Üzerinize alacağınız yük ve sorumlulukları dikkatli
belirleyin. Burada maksat işten kaçmak, sorumluluktan kaçmak değil. Gerçekten
ne yapabileceğiniz, ne kadar ve ne zaman yapabileceğiniz hakkında içinde
bulunduğunuz koşulları sağlıklı değerlendirin. Size gelen teklif ve
beklentileri mantık ve imkanlar doğrultusunda cevaplayın.
Yapamayacağınız işleri yüklenmek, tutamayacağınız sözler
vermek sizi strese sokacaktır. Hırs ve orantısız motivasyon bu noktada
kaçınmanız gereken ruh halleri olmalı. Ne kadar planlı programlı hareket
etseniz de elbette gün içinde beklenmedik olaylar, beklenmedik işler,
beklenmedik pürüzler çıkabilir. Beklenmedik olaylara ne kadar hazırlıklıysanız
ve ne kadar iyi süzerseniz, ne
yapacağınıza o derece sağlıklı karar verebilirsiniz.
İster planlı ister beklenmedik olsun, önünüze gelen işler
için daima bir öncelik sıralaması yapın. Bu öncelik sıralamasını ister iyi
niyetle, ister mücadele gereği değiştirmeye çalışan kişiler olacaktır, bu
noktada, kime, ne zaman ve nasıl hayır diyeceğinizi, önceliklerinize bağlı
olarak değerlendirin. Hayır’ın kelime anlamı bir yana, siz mümkün olduğunca bu
anlama gelecek ama hayır kelimesi içermeyen, yapıcı cümleler kullanmaya çalışın.
4. Kendi küçük dünyanızın ötesini görmeye çalışın
Pek çoğumuzun endişe ve stres kaynakları, olayları çok
kişiselleştirmemizden, dünyanın kendi etrafımızda döndüğü hissiyle, kendi küçük
çemberimizin dışında neler oluyor görememekten kaynaklanıyor. Kendi
dertlerimizle o kadar meşgulüz ki, başkalarının neler yaşadığını, bazen en
yakınımızdaki kişilerin neler hissettiğini fark etmeden, hayatın akışı içinde
paylaşılması gereken pek çok şeyi atlayarak yaşıyoruz.
Bazen bir aile ferdiyle, bir arkadaşla yapılacak sohbet,
onun yaşadıklarından bir kesit dinlemek, bizi rahatlatacaktır. Bir başkasının
bakış açısıyla olayları görebilmemizi sağlayacak, başkalarının da irili ufaklı
dertleri kaygıları olduğunu, hatta hangi sorunu nasıl çözdüklerini öğrenmemizi
sağlayacak, onların tecrübelerinden faydalanmamıza sebep olacaktır.
Dışadönük olmak, insanlarla olumlu iletişim kurmak, stresle
başa çıkabilmek için duygusal destek almanızı, kendinizi daha iyi hissetmenizi
sağlayacaktır. (www.ihracat.co)
5. Beslenme ve uyku düzenine dikkat edin
Stres, pek çok insanda kontrolsüz bir yeme dürtüsü yaratıyor
ve devamında hazır gıda ve benzeri gıdaların tüketilmesine yol açıyor.
Bu tip gıda tüketimi stresin azalmasına sebep olmak bir yana içeriğindeki katkı
maddeleri ve dengesiz beslenmeye bağlı sağlık problemlerine sebep olacaktır.
Bir başka sorun, stresin sigara ve alkol tüketen insanlarda
bu maddelerin tüketimini tetiklediği görülmektedir.
Kafein, alkol ve rafine şekerler gibi zararlı maddelerin, temiz proteinler, meyveler, sebzeler ve sağlıklı yağlar ile değiştirilmesi,
stres hormonları da dahil olmak üzere, vücuttaki hormon düzeylerini
dengeleyecektir.
Aynı zamanda uyku düzeni ve günlük uyku saatleri de sinir
sisteminin daha sağlıklı çalışması ve olaylar karşısında insanların daha sakin
kalması açısından önemlidir. Uykusuzluktan kaynaklı yorgunluk, insanların daha
dikkatsiz, daha sinirli olmasına, sağlıklı kararlar alamamalarına sebep olur.
Bunların hepsi strese davetiye çıkaracak problemlere vesiledir.
Bu kadar düzenli, bu kadar sağlıklı yaşamak şartmı, güzel
olan her şey zararlımı, diyenler için birkaç not. Elbette insan gün içi bir
yorgunluk kahvesi içebilir. Arada sırada az miktarda tüketilen alkolün yararlı
olduğu bile belirtilmektedir ve ayrıca ayda birkaç kez hamburger veya pizza
tüketmenin bir zararı olmaz. Burada dikkat edilmesi gereken bu sayılanların
sağlıklı beslenen bir bireyin nadiren tadına baktığı yani alışkanlığa
dönüşmemiş davranışlar olmasıdır. (www.ihracat.co)
6. Stres kalkanı; Sevmek şart
Romantik bir final yapalım, ama işin gerçeği sevmek,
sevilmek gerçekten önemli. Sevgi, insanların kendini daha iyi hissetmesini,
güvenebilecekleri bir insanın varlığı, onların olaylar karşısında daha güçlü
daha dik durabilmesini sağlar. Yalnızlık duygusunun, stresin temel duygusal
bulguları arasında yer aldığı bilimsel bir gerçek. Dolayısıyla “sevmek şart”
diyerek bitiriyoruz.
YORUM