global ekonomi, küresel ekonomi, dünya ekonomisi, 2018 ekonomik tahminler, 2017 ekonomik veriler, 2017 dünya ticar istatistikleri, Davos 2018, davos görüşmeleri, 2018 yatırımlar, 2018 istihdam, 2018 banka faizleri, barclays, 2018 ekonomik tahminler, 2018 ekonomik kriz, türkiye büyüme rakamları, küresel büyüme rakamları, wall street
Davos Görüşmeleri ve Dünya Ekonomisi
2018 Davos görüşmeleri gösteriyor ki, 2018 Dünya ekonomisine dair hem olumlu hem olumsuz beklentiler var. Her iki kampta, farklı ihtimal ve beklentilere göre, farklı senaryolar kurgulayanlar var. Bir kampta, reel ekonomiye bakan insanlar var. IMF'ye göre, dünya ekonomisi 2010'dan bu yana en büyük küresel büyümesini yaşıyor.
Dünya ekonomisinin lokomotif aktörlerine dair parlak büyüme
rakamlarından bahsediliyor. Birleşik Devletler, Çin ve Hindistan 2017 yi, bir
önceki yıl tahmin edilenden daha iyi rakamlarla kapattılar. İngiltere’nin
Brexit kararına rağmen Avrupa Topluluğunun büyüme rakamlarında da bir silkinme
söz konusu. Topluluk 10 yıllık durağan dönemden çıkacak gibi görünüyor.
2018 yılında Yatırımlar ve yeni iş imkanları adına ekonomistlerin
önemli bir kısmı iyimser.
Ancak bir sonraki krizin belirtilerine dair felaket senaryoları
kuranlarda var.
ABD tarafında Donald Trump'un ciddi vergi indirimlerinin (% 35'den %
21'e düşen) büyümeyi tetikleyeceği, ancak beraberinde fiyat artışları ve
enflasyon riski barındırdığı konuşuluyor
Atlantiğin her iki tarafında Merkez bankalarının - özellikle ABD
Federal Rezerv Bank – yeni finansal teşvik programları açıklama yönünde çalışmalar
yaptığı biliniyor.
Mali sisteme son on yılda trilyonlarca dolar, euro ve yen aktarıldı,
sadece 2017 yılında 2 tirlyon USD civarında yeni paranın, uluslararası dolaşıma
eklendiği konuşuluyor ancak bu paranın karşılığı mal ve hizmet üretildi mi?
Ekonominin sağlıklı işleyişini etkileyecek müdahaleler ekonominin globalleştiği
bu dönemde her ülkeyi domino etkisiyle yıpratabiliyor.
2018 Davos dialogları:
Barclays CEO'su Jes Staley, bir Davos dinleyicisine, ekonomik verilerle
mevcut ekonomik iklim arasındaki uyumsuzluğu ifade etmek için şu örneği verdi: "Global
büyüme %4, ancak hala depresyon döneminden çıkamamış bir para politikamız
var".
Harvard Üniversitesi profesörü Kenneth Rogoff daha da ürkütücü
yorumlarda bulundu. "Faiz oranlarında beklentilerin yarısı kadar bir
oynama olsa, borsalarda büyük çöküşler yaşanabilir.
Dünyanın dört bir yanındaki insanlar için önemli olan şey, finansal
piyasalar değil, istihdam, ücret ve büyüme rakamlarının kendisi değil, reel
ekonomide gözlemlenebilir gelişmeler olup olmadığıdır.
Ancak, 2008 krizinden öğrendiğimiz gibi, finansal piyasaların çökmesi,
insanların ve işletmelerin harcama ve yatırıma ihtiyaç duydukları krediyi bankalardan
alamamalarına ve bunun sonucu resesyona sebep olabilir.
Davos'ta bunun tersini söyleyenlerde vardı: 2018 ‘de büyük bir borsa düşüşleri
yaşansa bile, bu ekonomik büyümeyi ciddi oranda etkilemeyecektir.
Büyük bir varlık yöneticisinin başkanı, Amerika’da borsanın %22'lik bir
düşüşe uğradığı 1987 Wall Street krizi örneğine işaret etti; 1987’deki bu borsa
krizine rağmen ekonomik büyüme dünya genelinde devam etmişti. Kara pazartesi
olarak adlandırılan 19 ekim günü, Hong Kong borsasında başlayan büyük düşüş,
saat farkı nedeniyle daha geç seansları başlayan, Down Jones ve İngiltere
borsası başta olmak üzere tüm dünya borsalarını vurmuştu.
Citigroup'tan Michael Corbat, bankaların 2018 yılı itibarı ile çok daha
sağlam olduğunu ve finansal piyasalardaki kriz dönemlerinde, bankaların kredi
taleplerine cevap verebileceklerini belirtti.
İngiltere bankası Bank of England” yetkilisi, bankaların çok olumsuz
mali koşullarda kredi verme yeteneklerine dair testler yapıp bu durumlarda
alınması gereken pozisyonları belirlediklerini ifade etti.
Bankaların çok olumsuz koşullarda kredi verme yeteneklerini test eden İngiltere
Bankası pozisyonudur.
Bununla birlikte, ekonomi çevreleri başta olmak üzere tüm dünyayı endişelendiren
pek çok ekonomist var. Küresel büyümenin, her ekonomide aynı seyri izlemediği,
artık ülke ekonomilerinin dış etkilere çok daha açık ve diğer ülkelerdeki
krizlerden etkilenmeye daha müsait olduğu ve her ne kadar işler yolunda
gidiyorsa da , büyüyen ekonomilerde bile dönemsel negatif eğrilerin
yaşanabileceğini öngörerek bireylerin ve firmaların ekonomik kararlar alırken
temkinli davranmasında fayda var. (www.ihracat.co)
Dünya Bankası 2018 Küresel Görünüm ve tahminler
Dünya Bankası, küresel ekonomik büyümenin 2017 yılında, başlangıçtaki
beklentilerin çok daha üstünde gerçekleştiğini belirtti. Yatırımlarda yapılan
iyileşmelere bağlı olarak, üretim ve buna bağlı ticari faaliyetlerdeki artışın
devam etmesi nedeniyle beklenenden çok daha güçlü bir 2017 sonrasında 2018'de global
büyümenin %4’e kadar yükselebileceğini öngörüyor.
2018 için tahmin edilen rakam, gelişmiş ülkelerde %3 ün altında,
gelişmekte olan ülkelerde %4 ün üzerinde seyrederek yıl sonunda ortalama global
büyüme rakamlarını verecektir.
Emtia ihracatçılarının yeniden canlanması sayesinde küresel büyümenin önümüzdeki
birkaç yıl boyunca devam etmesi bekleniyor. İyileştirme için hala çok yer olsa
da, finansal stres, artan korumacılık ve yükselen jeopolitik gerginlik ihtimali
gibi negatif unsurlarda var.
IMF Dünya Ekonomik Görünüm Güncellemesi, Ocak 2018
2018 için global büyüme tahminleri, 0,2 puan artışla yüzde 3,9'a yükseldi.
Küresel büyüme tahminine ilişkin riskler kısa vadede geniş ölçüde
dengeli görünmekte ancak orta vadede dezavantajlar var. Olumsuz yönlerden biri
olan zengin varlık değerlemesi ve çok sıkıştırılmış vadeli primler, büyümeyi ve
güveni olumsuz etkileyebilecek bir finansal piyasa düzeltme olasılığını artırıyor.
Olası bir tetikleyici, talebin hızlanmasıyla birlikte gelişmiş ekonomi çekirdek
enflasyonunda ve faiz oranlarında beklenenden daha hızlı bir artış olmasıdır.
Ekonomiye dair global psikoloji güçlü kalmaya devam ederse ve enflasyon
artışı yavaşlarsa, orta vadede finansal koşullar gevşek kalabilir ve bu da gelişmiş
ve gelişmekte olan piyasa ekonomilerinde mali açıdan kırılganlıklara neden
olabilir.
Bazı ülkelerde içe dönük politikalar, jeopolitik gerginlikler ve
politik belirsizlikler de, ekonomilerde düşüş evrelerine sebep olabilecek
riskler oluşturmaktadır. (www.ihracat.co)
YORUM