ULUSLARARASI TİCARETİN ARTIŞI sera gazı, küreselleşme sera gazı emisyon artışı, ticaretin sera gazı emisyonuna etkisi, ticaret ve sera gazı, lojistik ve sera gazı, sanayi ve sera gazı, sera gazı nedir, sera gazı emisyonu ne demek, sera gazı emisyon artışı nasıl olur, sera gazının iklime etkisi, sera gazı emisyon artışı küresel ısınma, ticaretin sera gazı artışına etkisi, Ölçek etkisi, Kompozisyon etkisi, Teknik etkisi, CO 2 emisyonları, ihracat ve ithalatın küreselleşmeye etkisi, CO2 emisyonu ve ticaret, C02 emisyonu ve lojistik, CO2 emisyonu ve sanayi, CO2 emisyonu ve katı yakıtlar, CO2 emisyonu ve fosil yakıtlar
Uluslararası Ticaretin Artışı
Yüzyılın son yarısı ve ikibinli yılların başı itibarı ile, uluslararası ticaret, dünya ticaret tarihinde daha önce görülmemiş ölçüde büyüdü, yıldan yıla ihracat ve ithalat rakamları dönemsel krizler dışında, yüksek oranda artan bir ivme gösterdi.
1950 – 2000 yılları arasında dünya ticareti, hacim bakımından 25
kattan fazla büyüdü. Yine aynı süreçte, dünya GSYİH düzeyi 7-8 kat
artmıştır. 2000 – 2018 arası dünya genelinde ihracat rakamları
incelendiğinde, ticaretin her yıl ortalama %10 arttığı görülmekte.
2000 yılında 6,12 trilyon olan dünya genelinde ihracat rakamı,
2017 yılında 17,5 trilyon USD olarak kaydedildi. Yani son 17 yılda uluslararası
mal ticaret hacmi yaklaşık 3 misli arttı.
Yıldan
yıla gerçekleşen ihracat rakamları incelendiğinde. Dünya genelinde toplam
ihracat rakamının 2001 yılından 2008 yılına kadar periyodik olarak her yıl %5 -
%15 aralığında artış kaydettiği. 2008 de yaşanan global kriz ile 2009’de
%20’lik bir düşüş yaşandığı, 2010 yılında, %20 lik artış ile bir önceki yıl
kaybedilen ticaret hacminin yakalandığı görülmektedir.
YILLAR
|
2001
|
2005
|
2010
|
2015
|
2016
|
2017
|
|
DÜNYA İHRACATI
|
06,12 trilyon
|
10,34 trilyon
|
15,09 trilyon
|
16,41 trilyon
|
15,88 trilyon
|
17,58 trilyon
|
USD
|
Taşıma Araçlarının gelişmesi
Dünya
ticaretindeki bu çarpıcı genişlemeye bir dizi faktör yol açmıştır. En
önemlisi, nakliye ve iletişim maliyetlerini önemli ölçüde azaltan teknolojik
değişimdir. 20. yüzyılın ikinci yarısında, jet motorunun keşfi, havayolu
taşımacılığının başlaması, konteynerin kullanılmaya başlaması, dizel motorlu ve
binlerce konteyner taşıyabilen gemilerin kullanılmaya başlanması, hava ve deniz
taşımacılığının maliyetini önemli ölçüde azalttı ve diğer yandan taşıma
kapasiteleri her on yılda katlanarak arttı.
Böylece
uluslararası ticarette işlem gören malların aralığı ve hacmi genişledi. Örneğin,
soğutmalı konteyner ve tırların devreye girmesi, daha önce gıda ömrü açısından
mümkün olmayan uzak nokta sevkiyatlarını mümkün kıldı. Bilgi teknolojisi
devrimi, farklı ülkelerdeki nihai malların parçalarının ve bileşenlerinin
üretimini koordine etmeyi ve iş akışlarını kontrol etmeyi kolaylaştırdı.
Uluslararası Ticaret Politikaları ve Entegrasyon
Uluslararası
ticaret yani ihracat ve ithalat faliyetleirnin artmasında ikinci faktör, daha
açık ticaret ve yatırım politikalarıdır. Ülkeler ticaret rejimlerini tek
taraflı, iki taraflı, bölgesel ve çok taraflı olarak
açtılar. Vergilendirilen, kısıtlanmış veya yasaklanmış ticaretin kaldırıldığı
ya da önemli ölçüde azaltıldığı görülmektedir.
Ekonomik
politikalardaki bu değişiklikler sadece ticareti kolaylaştırmakla kalmadı, aynı
zamanda küresel ticarete katılan ülke sayısının artmasına, daha kapalı ekonomik
ve siyasal profile sahip ülkelerin de uluslararası ticarete katılmasını sağladı. Özellikle,
gelişmekte olan ülkeler, lojistik ve pazarlama imkanları kolaylaştıkça, ihracat
kapasitelerini arttıracak politikalar izlemeye başladılar. Bu ülkeler satın
alma güçleri arttıkça ithalat yapabilir hale geldiler.
Böylelikle,
teknolojik yenilikler, ticaret ve yatırım politikalarındaki değişiklikler hem
ticareti demokratikleştirmiş hem de üretimi “ayrıştırmayı”
kolaylaştırmıştır. Son ürünü oluşturan parçalar ve bileşenler, dünyanın
farklı yerlerinde üretilebilir ve daha sonra montajın tamamlanacağı ülkeye
aktarılabilir hale geldi.
Bu üretim
tesislerinin birçoğu, gelişmekte olan ülkelerde yer almakta ve küresel tedarik
zincirlerine giderek daha fazla entegre olmaktadır. Geçmişe kıyasla, nihai
bir ürünün üretiminde daha fazla ticaret şekillendirilebilir ve daha fazla ülke
sürece dahil olabilir.
Dünya
ticaretinin genişlemesi, ticaretin iklim değişikliği tartışmalarında gittikçe
artmasının nedenlerinden biri olabilir ve aynı zamanda ticaretin sera gazı
emisyonları üzerindeki etkisine dair endişelerin neden olduğunu açıklamaya da
yardımcı olabilir. Fakat kaygılar ne ölçüde haklı?
Sera Gazı Nedir, Sera Gazı Emisyonları Neden Kaynaklanıyor
Atmosferde ısı tutma
özelliğine sahip bileşiklere sera gazı denir.
Sera gazı emisyonu ise
bu gazların atmosferdeki miktarını ifade eder.
Sera gazları güneşten
gelen (kısa dalga) radyasyona karşı saydamdır, fakat kızılötesi (uzun dalga)
radyasyonun dünya atmosferinden ayrılmasını engeller. Bu sera etkisi
güneşten gelen radyasyonu yakalar ve gezegenin yüzeyini ısıtır. Bu
gazların konsantrasyonları arttıkça, doğal olarak gerçekleşeceğinden daha fazla
ısınma meydana gelir.
Sera Gazı Emisyon Artışını Tetikleyen Sektörler
Sera gazı emisyon
değerlerinin yaklaşık %80’i ulaşım, elektrik üretimi ve sanayiden
kaynaklanmaktadır. Ulaşım sektöründeki etkinin %90’ı karayolu araçlarından
kaynaklanmaktadır. Karayolu araçlarından kaynaklanan sera gazı emisyon
değerlerinin yarısı, taşımacılık sektöründe faaliyet gösteren yerel ve ulusal
taşımacılık yapan araçlara aittir.
a) Ulaşım sektörü: Toplam sera gazı oluşumunun %28,5’i taşımacılık faaliyetlerinden
kaynaklanır
b) Elektrik
üretimi: Toplam sera gazı oluşumunun %28,4’ü fosil yakıtların yakılması ile elde edilen
elektrik üretiminden kaynaklanır
c) Sanayi: Toplam sera gazı oluşumunun %22’si üretim faaliyetleri için fosil yakıtlar
kullanarak enerji ihtiyacını gideren sanayiye yönelik fabrika ve üretim tesislerinden
kaynaklanır
Ticaret sera gazı emisyonlarını nasıl etkiler?
Ticaret ekonomistleri, ticaret açılışının çevreyi nasıl
etkileyebileceğini incelemek için kavramsal bir çerçeve geliştirdiler. İlk
olarak Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması'nın (NAFTA) çevresel etkisini
incelemek için uygulanan bu çerçeve, ticaret liberalizasyonunun etkisini üç
bağımsız etki olarak ayırmaktadır: “ölçek, kompozisyon ve teknik”. Bu
çerçeve, ticaret açılışı ve iklim değişikliği arasındaki bağlantıyı incelemek
için kullanılabilir.
a) Ölçek etkisi
“Ölçek”
etkisi, artan ticaret veya daha fazla ticaret sonucu ortaya çıkan ekonomik
faaliyetlerden kaynaklanan sera gazı emisyonları üzerindeki etkiyi ifade
eder. Genel varsayım, uluslararası ticaretin kolaylaşması ve ülkeler
arasında yaşanan açılımın ekonomik aktiviteyi ve dolayısıyla enerji kullanımını
arttıracağıdır. Diğer her şey eşit olduğunda, ekonomik faaliyet ve enerji
kullanımı ölçeğindeki bu artış, yüksek sera gazı emisyon seviyelerine yol
açacaktır.
b) Kompozisyon etkisi
“Kompozisyon”
etkisi, ticaret serbestleşmesinin, bir ülkenin üretiminin karmasını,
karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olduğu ürünlere doğru değiştirmesini ifade
eder. Kaynakların bir ülke içinde yeniden tahsisi, ticaretin ekonomik
verimliliğinde yaşanan değişikliklere bağlıdır. Sera gazı emisyonları
üzerindeki etki, bir ülkenin karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olduğu sektörlere
bağlı olacaktır.
Kompozisyon
etkisi, genişleyen sektörler, durağan sektörlere göre daha az enerji tüketimi
gerektiriyor ise, daha az sera gazı emisyonları ile
sonuçlanacaktır. Kompozisyon etkisinin daha yüksek veya daha düşük sera
gazı emisyonları ile sonuçlanıp sonuçlanmayacağı önceden tahmin edilmesi
güçtür.
c) Teknik etkisi
Son
olarak, ticaretin küresel ölçekte genişlemesi, enerji verimliliğinde iyileşmelere
yol açabilir “teknik” etki böylece mal ve hizmet üretimi daha az sera gazı
emisyonu üretir. Emisyon yoğunluğundaki bu düşüş iki şekilde ortaya
çıkabilir. İlk olarak, serbest ticaret sayesinde çevre dostu malların,
hizmetlerin ve teknolojilerin küresel ölçekte talebi ve kullanımı artabilecek
ve kapasite artışı sayesinde, üretim, nakliye ve pazarlama gibi önemli maliyet
kalemleri düşecek ve bu ürünlerin satışı artarak, sera gazı yayılımını arttıran
ürünlerin Pazar payını düşürebilecektir.
Bu durum
özellikle, bu mallara, hizmetlere ve teknolojilere erişimi olmayan veya yerel
endüstrileri bu ürünleri yeterli ölçekte veya uygun fiyatlarla üretemeyen
ülkeler için özellikle önemlidir. İhracatçılar için ek pazar erişimi,
iklim değişikliğini hafifletecek yeni ürünler, hizmetler ve teknolojiler
geliştirmek için teşvikler sağlayabilir.
İkinci ölçek
ve teknik etkiler zıt yönlerde çalışma eğiliminde olduğundan ve kompozisyon
etkisi ülkelerin karşılaştırmalı üstünlüğüne bağlı olduğundan, ticaretin sera
gazı emisyonları üzerindeki genel etkisi önceden belirlenemez. Üç etkinin
her birinin büyüklüğüne veya kuvvetine bağlı olacaktır.
Teknik
etki, ticaret açılımının iklim değişikliğini hafifletmeye yardımcı olabileceği fikrini
ortaya koyar. Dolayısıyla mevcut "Doha Turu"nun önemi ve özellikle de çevresel
mal ve hizmetleri serbestleştirmeye yönelik müzakereler. Enerji
verimliliğinin artırılmasında önemli olabilecek malların, hizmetlerin ve
teknolojilerin kullanılabilirliğini artırarak ticaret, küresel ısınmanın
zorluğunu karşılamaya yardımcı olabilir.
Ticaret ve ulaşım Arasındaki İlişki ve Sera Gazı Emisyon Artışına Etkileri
Ticaretin sera gazı emisyonlarındaki rolüyle ilgili temel endişe,
uluslararası ticaretin, ulaşım hizmetleri ile olan
bağlantısıdır. Uluslararası ticaret, dünya genelinde, satıcı yani
ihracatçı firmalar ile, alıcı yani ithalatçı firmalar arasındaki alım satım
faliyetlerini kapsamaktadır. Bu uluslararası değişim süreci, malların
üretildiği yerden yani ihracatçının ülkesinden, tüketim ülkesine yani
ithalatçının bulunduğu yere taşınmasını gerektirir. Dolayısıyla uluslararası
ticaretin artması, ulaşım hizmetlerinin daha fazla kullanılmasına yol
açacaktır .
Petrol,
dünya taşımacılığının kullandığı toplam enerjinin %95'ini oluşturuyor ve
bu da onu önemli bir sera gazı emisyon kaynağı haline
getiriyor. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), 2004 yılında, dünyanın enerji
kaynaklı sera gazı emisyonlarının %23'ünden sorumlu olduğunu tahmin
etmiştir. Ancak çeşitli ulaşım biçimlerinin katkısında önemli farklılıklar
vardır. Taşımacılık sektöründe enerji ile ilgili CO2 emisyonlarının yaklaşık %74'ü hava taşımacılığından %12 daha fazla olan karayolu
taşımacılığından gelmektedir.
Uluslararası
Denizcilik Örgütü, dünya ticaret hacminin %90'ının deniz
yoluyla taşındığını buna karşın ulaştırma sektöründeki CO2 emisyonlarının büyük bir
kısmının karayolu taşımacılığından kaynaklandığına ilişkin raporlara
sahiptir. Taşımacılık sektörünün tamamı yani hava, deniz ve karayolu CO2 emisyonları incelendiğinde, uluslararası
deniz taşımacılığının, ulaştırma sektörünün emisyonlarının sadece %8,6'sını
oluşturduğu görülmektedir.
Uzmanlar
özellikle gıda ürünlerinin, yerel üretimi ve üretim yerine yakın noktalarda
tüketilmesi ile, nakliye firmalarının sebep olduğu karbon ayak izinin
azalacağını belirtiyor.
Bununla
birlikte, ithal edilen gıda maddelerinin farklı lokasyonlara taşınmasından
kaynaklanan karbon ayak izi CO2 emisyonlarının tek
sebebi değildir. Üretim yöntemleri de dahil olmak üzere ürünlerin yaşam
döngüsü (örneğin Isıtmalı seralar ve açık hava üretimi, enerji yoğun modern
teknikler ve el emeği) büyük bir rol oynar.
Dolayısıyla bazen, bir ürünün bir ülkedeki üretim tekniği, üretim için gerekli enerji sarfiyatı ve oluşan sera gazı miktarı, o ürünün daha çevreci koşullarda üretildiği bir diğer ülkeden ithalatı dolayısıyla, nakliyesinden kaynaklanacak karbon izinden daha yüksek bir sera gazı salınımına sebep olabilir.
Dolayısıyla bazen, bir ürünün bir ülkedeki üretim tekniği, üretim için gerekli enerji sarfiyatı ve oluşan sera gazı miktarı, o ürünün daha çevreci koşullarda üretildiği bir diğer ülkeden ithalatı dolayısıyla, nakliyesinden kaynaklanacak karbon izinden daha yüksek bir sera gazı salınımına sebep olabilir.
Great post , Thank you
YanıtlaSil