Covid-19
ve Dünya Genelinde “Eğitimde Yeniden Yapılanma”
Covid-19 kısıtlamaları ve karantina önlemleri, devlet okulları ve özel okulların, ev eğitimi modeline odaklanan çeşitli girişimleri ile, eğitimin devamına yönelik çabaları, sanal eğitim perspektifinde karşımıza çıkardı. Yüzyüze eğitimden, ekran başında eğitime geçiş, beraberinde ekonomik, sosyal ve teknolojik eşitsizliklerin ortaya çıkmasına sebep oldu.
Pek çok ülkede devlet okulları, ülke veya eyaletler bazında devletin uyguladığı kısıtlamalar sebebiyle kapandı. 2020 eğitim yılının bitiminde pek çok ülkede uygulanan yerel veya merkezi eğitim yayınları, konvensiyonel medya uygulamalarından ibaretti, yani interaktif olmayan, sadece izleme ve dinlemeye yönelik eğitimin yetersizliği, 2019-2020 eğitim yılının ikinci yarısının kayıp bir eğitim dönemi olarak tamamlanmasına sebep oldu.
2020-2021 eğitim yılı, ABD, Avrupa ve pek çok pasifik ülkelerinde okulları açık tutma direnci ve beraberinde çevrimiçi eğitime yönelik ciddi bir hazırlık süreciyle başladı. Bu ülkelerde 2021 başına kadar ağırlıklı olarak yüzyüze eğitimin sürdürüldüğü, kısıtlama dönemlerinde, çevrimiçi eğitimin öğrenci kitlelerine geniş oranda ulaştırıldığı görüldü. Ancak dünyanın geri kalanı için yüzyüze eğitime devam kapasitesi ve çevrimiçi eğitime ulaşım istatistikleri oldukça karamsar.
Çevrimiçi eğitimin kilit noktası, öğrencilerin, sınıf ve branş öğretmenlerinden, interaktif bir eğitim alabilmesi, ancak bu noktada dünya genelinde, internet erişimi ve bilgisayar sahibi olmayan öğrencilerin durumu, ayrıca okulların ve eğitim personelinin yüzyüze eğitimle kıyaslanabilecek saat ve performansta eğitim sunamamaları pek çok ülke için yadsınamayacak bir gerçek.
Çevrimiçi eğitimin, ekonomik ve teknolojik yetersizlikler kadar, pedagojik ve teknoloji okur yazarlığına yönelik eksiklikler dolayısıyla sağlıklı ilerlemediği görülüyor. Yani tek problem öğrencilere internet altyapısı ve bilgisayar temin etmek değil.
Dünya
Genelinde Eğitim Çağındaki Çocukların Durumu
Dünya nüfusu 7,8 milyara ulaştı ve
bunların 1 milyarının elektriğe erişimi yok (WHO 2020 ). UNESCO verileri
korkutucu: Okul çağındaki 1.7 milyar çocuktan 800 milyonunun bilgisayarı yok ve
yaklaşık 700 milyonunun İnternet bağlantısı yok. Küresel ölçekte
kısıtlamalar başlamadan önce, zaten 258 milyon okul çağındaki çocuk, ağırlıkla
ekonomik, kısmen sosyolojik ve dini
sebeplerle okula gitmiyordu. Bu rakamları da eklersek, Covid-19 salgını
sırasında bir milyardan fazla çocuk fiziken okula gidemediği gibi, çevrimiçi
eğitiminin de dışında kaldı.
( Harita: Okulların kapalı olduğu ülkeler: 15.02.2021 )
Şubat 2021 itibarı ile dünya genelinde Türkiye dahil 34 ülkede eğitim kurumları resmi olarak kapalıydı, yüzyüze eğitim verilmiyordu. Mart ve Nisan periyodunda Türkiye dahil pek çok ülke, aşı ve hava şartlarının etkisiyle salgın rakamlarının azalacağı beklentileriyle, kademeli olarak yüzyüze eğitime başlama planları yapılıyor ancak coronavirüs mutasyonları hesapları bozuyor. Dünya genelinde 312 milyon öğrenci bu kapsamda, toplam öğrenci sayısının %17,8’i eğitim kurumlarının kapalı olduğu ülkelerde yaşıyor.
Yukarıda yer alan dünya haritasında, eğitim kurumlarını tamamen kapalı olduğu ülkeler kahverengi olarak renklendirilmiş.
Salgının ilk şiddetli evresi 2019 bahar aylarında yaşanmıştı. Mart ayında pek çok ülkede okullar kapanmaya başladı. Nisan 2020 sonlarında dünya genelinde 1,47 milyar öğrenci yani toplam öğrenci sayısının %84’ü yüzyüze eğitim alamıyordu.
2020 yılının sonbahar evresinde, Covid-19 vaka sayıları artmasına
rağmen, pek çok ülke yeni eğitim yılına okullar açık başladı ve okulları açık
tutma iradesi gösterdi. AB ülkelerinin pek çoğunda, işyerleri kapatılsa dahi
okullar açıktı. İngiltere’de ortaya çıkan mutasyon, aralık sonlarında,
Almanya’da vaka sayılarının artması ise ocak başlarında okulların kapatılmasına
sebep oldu.
( Harita: Okulların kapalı kalma sürelerine göre ülkeler )
Yukarıdaki harita, pandeminin başlangıcından bu yana dünya genelinde okulların ortalama 3,5 ay (14 hafta) boyunca tamamen kapalı olduğunu gösteriyor.
Yerelleştirilmiş okul kapanışları hesaba katıldığında, toplam süre, bir akademik yılın üçte ikisine yani 5.5 aya (22 hafta) yükseliyor.
Kapanma süreleri, Latin Amerika ve Karayip ülkelerinde ortalama 5 ay (20 hafta) Avrupa'da 2,5 ay (10 hafta)
Nisan 2020'de 190 ülkede okullar kapalıydı. 2021 başı itibarı ile salgın hala yüksek seviyede ve mutasyon tehlikeleri olsa da, pek çok ülkede iş yerleri kapalı olsa da okulların açık tutulduğunu görüyoruz. 2021 şubat itibarı ile 30 ülkede okullar kapalı. 101 ülkede ise tamamen açık.
Eğitim
Sektöründe İstihdam
Uluslararası Çalışma Ofisi'ne göre ILO (International Labour Organization), Covid-19'dan önce, dünya genelinde istihdam 3,3 milyar kişi ile sınırlı idi. Kayıt dışı istihdamın, 1,2 milyarı açlık sınırının altında ve ağır koşullarda çalışmakla beraber , pek çoğu gündelik işlerde çalışan yaklaşık 2 milyar kişi olduğu varsayılıyordu.
Yine ILO verilerine göre, dünya istihdamının yaklaşık %5'ini öğretmenler oluşturmaktadır. Eğitim sistemi dünyanın pek çok ülkesinde devlet güvencesinde ve ağırlıkla kamu okullarından verilmektedir. Kamu eğitim harcamalarının, ülkeden ülkeye değişmekle birlikte %75'i öğretim personelinin maaş bordrosuna gidiyor.
Covid-19 öncesinde de gelecek planları ve yeni dünya modellerinde öngörülen modellerden biri olan evden eğitim, bu harcamaları azaltma vaadine dayalı olarak, eğitimde yeni bir özelleştirme başlatmak için adeta bir Truva atına dönüşüyor.
Evden eğitime dair, ekonomik, teknolojik ve sistemsel yetersizliklerin yanı sıra pedagojik sorunlar yadsınamaz. Çevrimiçi eğitim imkanı sunan, az sayıda öğrenciden oluşan sınıflarla, ders programlarını eksiltmeden online eğitim verebilen özel okullarda bile eğitim modeli bir dizi sorunla karşı karşıya. İlk sorun pedagojiktir: tahtaya odaklanan ön sınıf eğitimi modeli, yeni çevrimiçi eğitim modellerinde uygulanamıyor.
Çevrimiçi iletişim için karakteristik
olan etkileşim, multimedya odaklıdır, sözel anlatım kısıtlıdır, odaklanma
süresinin ekran başında düşmesinden ve sınıf mevcudunun derse ilgisinin
sağlanmasındaki zorluktan kaynaklanan bu durum, sözlü ve klasik yazılı formlara
odaklanan eğitim materyallerine ve okul sistemine uygun değil.
( Harita: Çevrimiçi eğitim, tam ve kısmi kapalı okullar )
Çevrimiçi
Eğitimde Teknik Bilgi ve Eğitmen Faktörü
Kamu okullarında, pek çok ülkede teknolojik altyapı (bilgisayarlar, kameralar, İnternet bağlantısı) ile donatılmamış veya mevcut imkanlar kısıtlıdır. Sadece öğrenciler değil, öğretmenlerin çevrimiçi eğitime evden katılımı için onlara bilgisayar ve internet ayrıca tedarik edilmemiş ve pek çoğu kullandıkları yüzyüze iletişim, eğitim platformlarına ulaşım için kullandıkları programlara hakim değil.
Çevrimiçi eğitim sürecinde yaşanacak teknik problemlerin, bağlantı hatalarının çözümü için, devlet okulları, öğrencilerin ve öğretmenlerin ev bilgisayarına uzaktan erişimle bağlanacak bir bilgi işlem yetkilisi istihdam etmemekte. Bazı AB ülkelerinde kısmen bu istihdamın olduğunu veya bölgesel okullara teknik destek veren devletle anlaşmalı bilişim şirketleri mevcut ancak bu rakamlar dünya genelinde devlet okulları ve öğrenci mevcudiyeti ile karşılaştırıldığında %1’e bile tekamül etmiyor.
Eğitimcinin çevrimiçi eğitime adaptasyonu, teknoloji okuryazarlığının seviyesi, bilişim teknolojilerine dair bir eğitim ve çevrimiçi eğitime dair pedagasyon eksikliği gibi pek çok soruyu beraberinde getiriyor. Pek çok öğretmen, yakın zamana kadar teknolojiyi yadsıyan kurumsal kültürün hakim olduğu bir eğitim modeli ile yetiştirildi. Bu, eğitim politikaları ile gerçekler arasında bir çatışma yaratır. Örneğin, Covid-19 pandemisinden önce birçok ülkede 'UNESCO Mobil Öğrenme Politikaları Rehberi” gibi uygulamalar ve politikalar kabul edildi, ancak uygulamada aynı etkiyi yaratmadı.
Küresel
Pedagojik Kesinti
Ulusal ve yerel okul ekipmanlarını sürdürme maliyetlerini düşürmek için sermaye yatırımı olarak, 'evde okul' veya 'evde eğitim' modeli on yıllardır tartışılıyordu. 1980'lerde, Devletin sorumluluklarını topluluklara ve ailelere devretmeye çalışan 'eğitim toplumu' paradigması desteklendi; Ana fikir, ailelerin çocuklarının eğitimi için ödeme yapması ve devletin yalnızca geride kalanlara hitap etmesiydi.
Covid-19 salgını ve kısıtlamalar bağlamında, ebeveynlere, öğrenci yaşındaki çocuklarına, donanımlı bilgisayar veya tablet, İnternet bağlantısı, online platformlara erişim ve 'sanal pedagoji' verme sorumluluğu birdenbire verildi. Bu yönde geçmiş projeler ve hazırlıklar farklı senaryolarla, gelecekte değişecek iş yapma şekillerine paralel bir eğitim seçeneği olarak kurgulanırken, birdenbire tüm dünya bu seçenekle karşı karşıya geldi.
Eğitim ve öğretime dair politik ve ideolojik yaklaşımlar ve komplo teorileri bir yana, komple veya kısmi eğitim kısıtlamalarına tabi yüzlerce ülkede yüzmilyonlarca öğrenci bu kargaşa içerisinde ikinci eğitim yılını tamamlıyor.
Ekim 2020'de UNESCO
tarafından düzenlenen Küresel Eğitim Toplantısında,
dünya ülkelerini, eğitim bütçelerini, okulların yeniden açılması ve öğretmenler için destek, beceri geliştirme programlarına ve internet bağlantısının ülke genelinde yaygınlaştırılması için çaba sarf etmeye davet etti. UNESCO ayrıca, okula güvenli dönüş için dünyadaki 100 milyon öğretmen ve eğitimciye ülkelerindeki aşılama kampanyalarında öncelik verilmesi çağrısında bulundu .
Kaynaklar:
https://en.unesco.org/covid19/educationresponse
https://www.who.int/news-room
YORUM