İklim değişikliği sadece canlı yaşamını değil, küresel
ticareti ve hem yerel hem de global ölçekte ekonomik büyümeyi olumsuz
etkiliyor. Aşırı meteorolojik olaylar, tedarik zincirlerinin aksamasına sebep
olurken, temel ulaşım altyapısını bozabiliyor ve bu durum ticari faaliyetlerin
sınırlanmasına, karlılığının azalmasına ve hatta son bulmasına sebep oluyor.
Değişen iklim koşulları ve bunlara yanıt vermek için
uygulanan stratejiler, karşılaştırmalı üstünlük teorisinin (David Ricardo)
dinamiklerini değiştiriyor. İklim değişimi, iklime duyarlı sektörlere (örneğin:
turizm, tarım) bağımlı ülkeler için riskler oluşturuyor. İklim değişimi, rüzgar,
güneş gibi yenilenebilir enerji kaynakları üzerinde de riskler yaratıyor.
İklim Değişikliğinin Bilinen Etkileri:
- Daha yüksek sıcaklıklar
- Daha şiddetli fırtınalar
- Artan kuraklık
- Buzullardaki erime deniz seviyesinin yükselmesi
- Hayvan ve bitki türlerinde kayıplar
- Besin kaynaklarının azalması
- Daha fazla sağlık riski
- Yoksulluk
- Göç (yaşam koşulları kaynaklı)
İklim Değişikliği Ticareti Nasıl Etkiliyor?
İklim değişikliği nedeniyle aşırı hava olaylarının artan
sıklığı, şiddeti ve coğrafi yayılımı ile deniz seviyesinin yükselmesi gibi
kademeli etkileri, uluslararası ticaret yollarının sorunsuz işleyişi için
kritik olan ulaştırma altyapısına yönelik önemli riskler oluşturmaktadır.
Kasırgalar, seller ve diğer felaketler yollara, köprülere, limanlara ve
demiryollarına doğrudan zarar verebilir ve hava yolculuğunu aksatabilir.
Deniz taşımacılığı özellikle iklimle bağlantılı risklere karşı hassastır. Deniz seviyesindeki artış veya azalış liman operasyonlarını tehdit ederken, yağışlardaki değişiklikler de önemli nakliye merkezlerini etkiliyor. Örneğin, küresel deniz ticaretinin yaklaşık %6'sının gerçekleştiği Panama Kanalı, Atun ve Alajuela adlı yapay göllerden taşınan tatlı su mevcudiyetine dayanmaktadır ve bu göller yağışların azalması ve kuraklıktan birebir etkilenmektedir. Her ay yaklaşık 1.000 gemiye geçiş imkanı sunan Panama Kanalı'nda örneğin Şubat 2023'te gemilerin geçiş süresi +6 gün uzatıldı. Bunun temel sebebi, kuraklık sebebiyle kanala yeterli su aktarılamamasıydı. 2023 Kasım- 2024 Mart aralığında, Aylık gemi geçiş sayısı, 2022-2023 teki aynı mevsim aralığına göre yarı yarıya azaldı.
Kaynak: IMF PortWatch
Düşük su seviyeleri nedeniyle Panama kanalında büyük
gemilere halihazırda kısıtlamalar getirildi. Yağışların azalması ve ısının
neden olduğu buharlaşma nedeniyle Çin'de Altın suyolu olarak adlandırılan ve
6300km uzunluğu ile önemli bir taşıma işlevi gören Yangtze Nehri'nde de 2023
yılında ve 2024 yılının ilk çeyreğinde benzer kısıtlamalara gidildi. Sınırlı
ticaret yollarına bağımlılıkları nedeniyle, küçük ada ülkeleri ve denize kıyısı
olmayan bölgeler bu tür aksaklıklara karşı özellikle hassastır.
Küresel değer zincirlerinin karmaşık ve birbirine bağlı doğası, kritik konumlardaki aksaklıkların küresel ekonomi üzerinde büyük etkilere sahip olabileceği anlamına geliyor. Bu durum, 2011 yılında Tayland'da otomotiv, elektronik ve teknoloji sanayileri için üretim yapan teknoloji üretimini sekteye uğratan sel felaketinde görüldüğü gibi, özellikle muadili sınırlı kaynakların veya üretim araçlarının bulunduğu bölgelerde yaşanan bir doğa olayından kaynaklı felaketin sonuçları tüm dünyayı etkiliyor. Tayland’daki sel felaketi, küresel araç üretiminin %4,7’sini etkileyen bir kesinti yarattı.
İklim Değişikliğinden En Çok Hangi Ticaret
Sektörleri Etkileniyor?
İşletmeler ve Finansal Piyasa
İklim değişikliği ve dünya çapındaki yansımaları,
işletmelerin kârlılığını çeşitli şekillerde tehdit ediyor. Dünya çapında aşırı
hava olaylarının artan sıklığı ve yoğunluğu, üretim tesislerine zarar verebilir,
tedarik zincirinin kırılmasına ve altyapıyı tesislerinin zarar görmesine sebep
olabiliyor.
Kuraklık koşulları su maliyetlerini arttırıyor ve
muhtemelen hammadde fiyatlarını ve üretim süreçlerini etkileyecektir. İklim
değişkenliği, şirketleri kaynak fiyatları, enerji taşımacılığı ve sigortadaki
belirsizliklerle yüzleşmeye zorlayabilir. Kömür madenciliği ekipmanları veya
artık kar olmayan bölgelerde kayak malzemeleri gibi bazı ürünler eskiyebilir
veya pazarlarını kaybedebilir.
Küresel olarak, karbon fiyatlandırması ve rakiplerin
lehine olan sübvansiyonlar gibi yeni düzenlemeler, bir işletmenin kârlılığını
etkileyebilir. Bir şirketin çevreye zararlı olarak algılanması durumunda
itibarı zarar görebilir. Yatırımcılar ve paydaşlar, "atıl durumdaki
varlıklar" potansiyeli konusunda giderek daha fazla endişe duyuyor; bu
varlıklar, zamanından önce eskimiş veya elverişsiz hale geliyor, bunların kayıp
olarak kaydedilmesini gerektiriyor; çoğu kişinin çıkarılmaması gerektiğine
inandığı fosil yakıtlar veya yeni belirlenen taşkın yataklarındaki
gayrimenkuller gibi.
Üretim
İklim değişikliği, ulaşım sorunları ve tarımsal girdi
sorunları nedeniyle imalat tedarik zincirlerini sekteye uğratıyor. Artan
sıcaklıklar üretkenlik kayıplarına ve ekipman arızalarına yol açarak kıtlıklara
neden olabilir ve tedarik zincirlerine daha fazla zarar verebilir. Ayrıca
yüksek sıcaklıklar, depolama tesislerindeki soğutma masraflarını artırarak
ticaret maliyetlerini de artırabilir.
Tarım
Sıcak hava dalgalarına, arazi bozulmasına ve su stresine
ve kuraklığa neden olan değişen yağış seviyelerine neden olan sıcaklık
dalgalanmaları, tarımsal üretime ciddi zarar verebilir ve gıda fiyatlarını
artırabilir. Isı stresi aynı zamanda tarım işçilerini de etkileyerek
üretkenliği azaltır. Bu faktörler gıda ürünleri ticaretini ve ilgili imalat
sektörlerini etkilemektedir. Sahra altı Afrika ve Güney Asya'daki gelişmekte
olan ekonomiler, tarımsal ihracata aşırı bağımlılıkları ve sektördeki önemli
istihdam nedeniyle özellikle kırılgan durumda.
İklim kaynaklı gıda güvensizliği, Mayıs 2022'de
Hindistan'ın sıcak hava dalgası sırasında ulusal gıda güvenliğini korumak için
buğday ihracatını yasaklamasında görüldüğü gibi, ihracat kısıtlamalarına yol
açabilir. Okyanusun ısınması ve asitlenmesi aynı zamanda balıkçılığı da olumsuz
etkileyerek okyanus ürünleri ticaretini ve gıda güvenliğini etkileyerek
kırsaldaki küçük ölçekli balıkçılara ve gıda tedarik zincirindekilere zarar
veriyor.
Enerji
Bazı endüstriler için küresel ısınmanın yarattığı riskler
öncelikle hükümetlerin bunu yavaşlatma çabalarıyla ilgilidir. Fosil yakıtların
kullanım kısıtlamalarına ilişkin düzenlemeler özellikle Kuzey Avrupa’da
artarken, ABD bu konuda daha çekimser ve sadece elektrikli araçlar gibi yeni
teknolojileri desteklemekle yetiniyor. Bunun temel sebebi yeşil enerji
kullanımının petrol, gaz ve kömür endüstrilerinde pay sahibi küresel şirketleri
tehdit etmesi.
Küresel enerji şirketleri sadece fosil kaynakların
satışından kaynaklı kardan vazgeçecekleri için değil, "mahsur kalan
varlıklar" olarak isimlendirilen, büyük ölçekli projelerinin atıl kalması
sonucu oluşabilecek milyarlarca dolar kaybetme riskinden de çekiniyor. Açık deniz
petrol platformları gibi büyük yatırımların bir anda işlevsiz kalmasından
doğacak zarar ihtimali, iklim değişikliğiyle mücadelenin önüne ket vuran
çabaların bir kısmının sebebini açıklıyor.
Kaynak: Statista
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) bu yılın
başlarında "atıl durumdaki varlıkların" enerji şirketleri ve devlet
varlık fonları, emeklilik fonları ve üniversite bağışları da dahil olmak üzere
yatırımcıları için önemli bir risk olduğu konusunda uyardı. OECD hükümetleri
petrol ve doğalgazdan yılda yaklaşık 200 milyar dolar kazanıyor. Rusya yılda
yaklaşık 150 milyar dolar, yani toplam hükümet gelirlerinin %28'ini petrol ve
türevlerinden elde ediyor. OPEC ülkelerinin petrol gelirleri 2022 yılında
yaklaşık 900 milyar USD idi. Bu ülkelerin bir kısmı, örneğin küresel ısınma
sebebiyle, iklim değişikliğinin etkilerine çok şiddetli bir şekilde maruz
kalacak. Ancak hükümetleri mevcut gelir kaynaklarını kısıtlayacak şekilde fosil
yakıt üretimini ve ihracatını azaltmaya istekli değiller.
Turizm
Aşırı hava olayları, altyapıya zarar vererek ve zamanla
destinasyonların çekiciliğini azaltarak turizmi ciddi şekilde aksatabilir.
Örneğin, Tayland'a gelen ziyaretçi sayısı 2003'teki tsunami ve 2010’daki sel
felaketinden sonra düşerek hem turizm gelirlerini hem de turizm sektöründeki istihdamı
olumsuz etkiledi. Portekiz, Yunanistan, Türkiye gibi ülkelerin güney
kıyılarında, yaz aylarında sıkça yaşanan orman yangınları, bitki örtüsü ve
doğal canlı hayatı için bir felaketken, aynı zamanda turizm sektörünü sekteye
uğratıyor. Kademeli sıcaklık değişimleri ve yükselen deniz seviyeleri, sürekli
kar yağışına bağımlı olan kayak merkezlerinin sezon sürelerini daraltıyor. Avustralya
Büyük Bariyer Resifi gibi ekosistemlerin iklime bağlı olarak zarar görmesi
nedeniyle, bu doğa harikalarını görmek için gelen turist sayısı azalıyor ve
hatta tamamen sonlanıyor. Niagara şelalesinin bir gün kuruduğunu düşünün. O
bölgedeki tüm turizm tesisleri, şelalenin tükenen suları gibi ekonomik ömrünü
dolduracaktır.
İnsan sağlığı
Isınan bir gezegen daha hasta bir gezegendir. Dünya
Sağlık Örgütü, iklim değişikliğinin 2050 yılına kadar yetersiz beslenme, sıtma
ve sıcaklık stresi gibi faktörlerden dolayı yılda ekstra 250.000 ölüme daha
neden olacağını tahmin ediyor. Yükselen sıcaklıklar, dumanın önemli bir
bileşeni olan, astım ve kalp hastalıklarının kötüleşmesine neden olan yer seviyesindeki
ozonun artmasıyla bağlantılıdır. Yüksek sıcaklığa dayalı nefes alma zorlukları
özellikle ileri yaştaki insanlar için öldürücü bir etki yaratıyor.
Araştırmalar, sıcaklıktaki 1 santigrat derecelik artışın,
solunum sorunları nedeniyle acil servise başvuru sayısında %10'luk bir artışa
neden olabileceğini öne sürüyor. İklim değişikliği aynı zamanda ekosistemleri
de bozarak hastalık taşıyan sivrisinekler için ideal üreme alanları yaratıyor.
Bir çalışma, 2 santigrat derecelik bir artışın, sıtmanın bulaşmasına uygun
alanlarda potansiyel olarak %70'lik bir genişlemeye yol açtığını gösterdi.
Net Sıfır Geçiş ve Değişen Enerji
Piyasasından Gelen Ticaret Fırsatları
Fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına
geçiş, hangi bölgelerin verimli ticaret ve üretim için en uygun olduğunu
belirleyerek karşılaştırmalı üstünlüğü dönüştürüyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarına
ve depolama ve iletim gibi enerji teknolojisindeki gelişmelere odaklanmak,
küresel enerji piyasalarında ve ticaretinde devrim yaratabilir. Yenilenebilir
kaynakların bol olduğu ve hidrojen merkezleri geliştirme kapasitesine sahip
bölgeler önemli ölçüde fayda sağlayabilir.
Daha önce fosil yakıt kaynakları karşılaştırmalı
üstünlüğü belirliyordu. Düşük karbonlu ekonomide, rüzgar ve güneş gibi evrensel
olarak daha bol bulunan yenilenebilir enerji kaynakları hayati önem taşıyor. Bu
değişim, daha adil bir küresel enerji piyasası potansiyeli sunuyor. Yükselen
piyasalar ve gelişmekte olan ekonomiler, enerji dayanıklılığını ve güvenliğini
artırmak için yenilenebilir enerji üretiminden yararlanıyor.
Ancak, yüksek yenilenebilir potansiyele rağmen,
gelişmekte olan ülkelerdeki yüksek sermaye maliyeti, bu ülkelerin yeni enerji
ekonomisine tam katılımlarının önünde bir engel olmaya devam ediyor.
Çin, AB ve ABD gibi büyük ekonomiler, Çin'in Modern
Enerji Sistemi Planlamasına İlişkin 14. Beş Yıllık Planı, AB'nin Yeşil
Anlaşması ve ABD Enflasyonunun Azaltılması gibi girişimlerle kendilerini
geleceğin yenilenebilir enerji pazarında kilit oyuncular olarak
konumlandırıyor. Davranmak. Farklı iklimlerden enerji elde etmelerine ve düşük
maliyetli sermayeye erişmelerine olanak tanıyan geniş kara kütlelerinden
yararlanıyorlar.
Yenilenebilir enerji, hidrojen ve elektrikli araç teknolojileri için gerekli 'geçiş açısından kritik minerallerin' eşit olmayan dağılımı, bazı ülkelerin ticari avantaja sahip olacağı anlamına geliyor. Talep arttıkça arz darboğazları ticareti ve geçişin hızını etkileyebilir.
Elektrifikasyonun Sanayi ve Verimlilik
Üzerindeki Etkileri
Düşük karbona geçiş, endüstriyel süreçlerin
heyecanlandırılması için önemli fırsatlar sunuyor. Çelik, alüminyum ve baz
kimyasallar gibi enerji yoğun endüstriler önemli miktarda CO2 yayar ve daha
ucuz yenilenebilir enerjiden yararlanabilir.
Bu değişim, artık fosil yakıt erişimine bağlı olmayan
yeni bir enerji ve endüstriyel üretim haritası yaratacaktır. Şili, Brezilya,
Avustralya, Suudi Arabistan, BAE, Moritanya, Namibya ve Kazakistan gibi ülkeler
yeşil hidrojen, yeşil amonyak, yeşil çelik ve düşük karbonlu alüminyum
projeleri geliştirerek kendilerini düşük karbonlu endüstrilerde lider olarak
konumlandırıyorlar.
Enerjinin tarım, iş dünyası, ticaret, iletişim, eğitim, sağlık ve ulaşımdaki kritik rolü göz önüne alındığında, temiz enerjiyi gelişmekte olan pazarlarda ve enerji kaynaklarına, elektriğe erişimi olmayan gelişmekte olan ekonomilerde milyonlarca insana yaymak ekonomik kalkınmayı hızlandıracaktır. Hükümetlerin yerel politikalar ve uluslararası işbirliği yoluyla etkili yönetimi, küresel tedarik zincirlerini çeşitlendirebilir ve iklimle ilgili felaketlere karşı dayanıklılıklarını artırabilir.
Kaynaklar:
·
UN /
2023, "Causes and Effects of Climate Change"
https://www.un.org/en/climatechange/science/causes-effects-climate-change
·
IMF
/ 2023, "Climate Change is Disrupting Global Trade"
https://www.imf.org/en/Blogs/Articles/2023/11/15/climate-change-is-disrupting-global-trade
·
WTO
/ 2023, "Evolution of trade under the WTO: handy statistics"
https://www.wto.org/english/res_e/statis_e/trade_evolution_e/evolution_trade_wto_e.htm
·
WEF
/2023, "World merchandise trade rebound"
https://www.weforum.org/agenda/2024/04/top-trade-supply-chain-stories-april/
·
Atlantic
Council / 2024, "Climate, drought, and the disrupted future of global trade"
https://www.atlanticcouncil.org/blogs/econographics/climate-drought-and-the-disrupted-future-of-global-trade/
· Statista / 2024, “Estimated OPEC net oil export revenue streams in 2022”
https://www.statista.com/statistics/223231/opec-net-oil-export-revenue-streams-by-country/
·
YORUM