Türkiye'nin 2025 yılında ihracat performansı, küresel talep zayıflığı, yurt içi yüksek maliyetler ve sıkı para politikasının neden olduğu reel döviz kurunun değerlenmesi gibi temel engellerle karşı karşıya. İhracatçıların rekabet gücünü derinden sarsan bu koşullar, özellikle emek ve enerji yoğun sektörlerde ciddi pazar kayıplarına yol açmıştır.
I. İhracatın Önündeki Temel Engeller ve Maliyet Makası Analizi
İhracatçılar için en kritik sorun, son yıllarda (özellikle 2024-2025'te) yurt içi üretim maliyetlerinin artış hızının, nominal döviz kurlarındaki (EUR/TL, USD/TL) artış hızını aşmasıdır.
A. Maliyet Artışı vs. Kur Artışı Dengesizliği (Darboğazın Kaynağı)
|
Maliyet Faktörü |
Artış Dinamiği (2020-2025) |
İhracata Etkisi |
|
İşçilik Maliyetleri |
Yüksek enflasyona bağlı olarak TL
bazında fahiş artışlar, döviz bazında dahi rekip ülkeleri (Asya/Afrika)
geride bırakmıştır. |
Emek yoğun sektörlerde (Hazır
Giyim, Tekstil) birim maliyetin fırlaması ve uluslararası fiyat rekabetinin tamamen
kaybedilmesi. |
|
Enerji Maliyetleri |
Küresel emtia şokları ve yurt içi
maliyetlendirme politikaları nedeniyle sanayi elektriği ve doğal gaz fiyatlarındaki
yüksek seyir. |
Enerji yoğun sektörlerin (Seramik,
Çimento, Kimya) rekabet gücünün sıfırlanması ve kapasite kullanımlarının
düşmesi. |
|
Nakliye Maliyetleri |
Pandemi sonrası navlun artışları
ve Kızıldeniz krizi gibi jeopolitik risklerle uzayan rotaların neden olduğu yüksek
lojistik maliyetleri. |
İhracat fiyatlarına eklenen ek
maliyet, Asya'daki rakiplere göre lojistik avantajını azaltmıştır. |
|
Reel Efektif Döviz Kuru (REK) |
Sıkı para politikaları sonucu REK
endeksinin yükselmesi (Türk Lirası'nın değerlenmesi). |
Türk mallarının AB/ABD pazarında
döviz bazında görece pahalı hale gelmesi. İhracatçının kâr marjının daralması ve hatta
siparişlerde zarar etme noktasına gelmesi. |
B. Hammadde ve Tedarik Zinciri Sorunları
- Hammadde İthalat Bağımlılığı: İmalat sanayinin yüksek oranda
ithal hammadde kullanması, yurt içi maliyetler artsa bile ithal girdi
maliyetlerinin yüksek kurdan karşılanmaya devam etmesi, maliyet enflasyonu
sarmalını körüklemiştir.
- İç Piyasa Tedarikçilerinin
Koşulları: Yurt
içi tedarikçiler (özellikle KOBİ'ler) de yüksek finansman maliyeti altında
ezilmekte, bu durum ana ihracatçı firmaların yerel tedarik zincirinde
aksamalara yol açmaktadır.
C. Küresel Talep Zayıflığı
- AB Ekonomisindeki Durgunluk: Türkiye ihracatının ana motoru
olan Avrupa Birliği ekonomilerindeki yavaşlama, Türk mallarına olan talebi
düşürmüş ve sipariş miktarını azaltmıştır.
- Küresel Ticaret Engelleri: Jeopolitik gerginlikler ve
AB'nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) gibi çevresel
regülasyonlar, ihracatçıların uyum maliyetlerini artırmıştır.
II. İhracat Verileri Düşen Sektörler
1. Hazır Giyim ve Tekstil Sektörleri (Emek Yoğunluklu Darboğaz)
Bu sektörler, yüksek oranda işçilik maliyetine bağımlı olmaları ve düşük maliyetli Asya/Kuzey Afrika rakipleriyle doğrudan fiyat rekabetinde olmaları nedeniyle reel kurun değerlenmesinden en ağır darbeyi almıştır.
A. İhracat Performansı (Değer Bazında)
Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü, 2024 ve 2025'te küresel talep zayıflığına ve yüksek yurt içi maliyetlere bağlı olarak ciddi bir düşüş eğilimi sergilemiştir.
| Sektör Grubu | Dönem | İhracat Değeri (Milyar USD) | Yıllık Değişim (%) | Kaynak |
|---|---|---|---|---|
| Hazır Giyim & Konfeksiyon | 2023 (Toplam) | 19,3 | –4,4 % | İHKİB, TİM |
| Hazır Giyim & Konfeksiyon | 2024 (Toplam) | 17,9 | –7,2 % | TİM, İHKİB |
| Hazır Giyim & Konfeksiyon | 2025 (Ocak–Haziran) | 8,125 | –6,5 % | İHKİB |
| Tekstil & Hammaddeleri | 2025 (Ocak–Haziran) | 4,736 | –3,5 % | İTHİB, AA |
| Hazır Giyim Genel İhracat Payı | 2025 (Ocak–Haziran) | %6,2 | Düşüş Eğilimi | İHKİB, Akib Raporu |
Not: 2025 verileri genellikle ilk 6 aylık dönemi (Ocak-haziran kapsamaktadır ve yıllık geçmiş veriler TÜİK istatistiklerine güncel yıllık projeksiyonlar sektör temsilcilerinin açıklamalarına dayanmaktadır.
B. İflas, Konkordato ve İstihdam Kaybı (2024-2025)
Veriler, sektördeki krizin finansal ve sosyal boyutunun derinleştiğini göstermektedir:
Firma Kapanmaları: 2024 Aralık ayından 2025 Mart ayına kadarki kısa bir dönemde (3 ay), tekstil ve hazır giyim sektörlerinde toplam 2.147 firmanın kepenk indirdiği (244'ü tekstil, 1.903'ü hazır giyim) bildirilmiştir.
Konkordato Sayıları: Sektör temsilcilerinin (İTHİB) açıklamalarına göre, 2025 yılının ilk yarısında (Ocak-Haziran) tekstil ve hazır giyimde yaklaşık 300 şirket konkordato ilan etmiştir. Bu durum, tedarik zincirinde domino etkisi yaratarak alacaklı diğer KOBİ'leri de zora sokmaktadır.
İstihdam Kaybı: Sektördeki krizin en ağır sonucu istihdamda yaşanmıştır.
Sadece 2025 yılının ilk çeyreğinde (Ocak-Mart) tekstil ve hazır giyimde toplam 35.000'den fazla kişi işten çıkarılmıştır.
2025 yılının ilk beş ayında (Ocak-Mayıs) toplam istihdam kaybı 45.904 kişiye ulaşmıştır.
2025 yılı itibarıyla (Eylül bülteni verisi) hazır giyimde 55.896, tekstilde 24.144 kişi olmak üzere toplam ≈ 80.040 kişilik istihdam kaybı görünüyor (SGK kayıtlarına dayalı İHKİB raporu).
Bu tablo, sektörün sadece rekabet gücünü değil, aynı zamanda varlığını sürdürme mücadelesi verdiğini ortaya koymaktadır.
2. Çimento, Seramik ve Cam Sektörleri (Enerji Yoğunluklu Darboğaz)
Bu sektörler, yüksek enerji bağımlılıkları (doğal gaz ve elektrik) nedeniyle küresel enerji fiyat şoklarına ve yurt içi enerji maliyetlerinin döviz kurundan daha hızlı artmasına karşı savunmasız kalmıştır.
A. İhracat Performansı (Değer Bazında)
Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB) verileri, özellikle çimento sektöründe miktar bazlı düşüşlerle birlikte değer kaybının da yaşandığını göstermektedir.
| Sektör Grubu | Dönem | İhracat Değeri (Milyon USD) | Yıllık Değişim (%) |
| Çimento Sektörü | 2023 (Toplam) | 1.261 | Düşüş |
| Çimento Sektörü | 2024 (Toplam) | 1.094 | $-13.2$ (Düşüş) |
| Seramik Sektörü | 2023 (Toplam) | 1.420 | Düşüş |
| Seramik Sektörü | 2024 (Toplam) | 1.390 | $-2.1$ (Düşüş) |
| Cam Sektörü | 2023 (Toplam) | 1.304 | Düşüş |
| Cam Sektörü | 2024 (Toplam) | 1.207 | $-7.5$ (Düşüş) |
Not: ÇCSİB verileri genellikle yıllık bazda yayınlanır. 2025 yılı için ilk 4 ayda (Ocak-Nisan) toplam ihracatta nominal bir artış görülse de (4%), ana sorun birim fiyatın düşmesi ve miktar bazında kayıplardır.
B. İflas ve Konkordato Durumu
Bu sektörlerde hazır giyim ve tekstil kadar yaygın ve medyatik toplu iflas/konkordato açıklamaları olmamakla birlikte, maliyet baskısının yarattığı zararlar kapasite kullanım oranlarının düşmesi ve yeni yatırım kararlarının ertelenmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Sektör temsilcileri, 2025'in "geri dönüş yılı" olmasını beklese de, yüksek enerji maliyetleri ve AB'nin CBAM (Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması) gibi yeni regülasyonlar, maliyetleri artırarak rekabet baskısını sürdürmektedir.
| Sektör Grubu | 2023 İlk 6 Ay İhracat (Milyar USD) | 2024 İlk 6 Ay İhracat (Milyar USD) | 2025 İlk 6 Ay İhracat (Milyar USD) | 2025/2024 Değişim (O-H) (%) | Ana Sorun |
| Hazır Giyim & Konfeksiyon | 10.4 | 9.9 | 9.3 (Tahmini) | -6.1% | Reel kur/İşçilik Maliyeti, Küresel Talep Zayıflığı |
| Tekstil ve Hammaddeleri | 6.4 | 6.3 | 5.8 (Tahmini) | -7.9% | Yüksek Enerji/İşçilik Maliyetleri, Fiyat Rekabeti |
| Tekstil-Konfeksiyon TOPLAM | 16.8 | 16.2 | 15.1 | -6.8% | Derinleşen Maliyet Baskısı |
| Çimento, Cam, Seramik, Toprak Ürünleri | 2.76 | 2.55 | 2.65 (Tahmini) | +4.1% | Enerji Maliyeti, Miktar Düşüşü (Nominal toparlanma) |
Genel Değerlendirme:
Hazır giyim ve tekstil, toplu iflaslar, konkordatolar (300 firma) ve kitlesel işten çıkarmalar (45.000+ kişi) ile krizin sosyal boyutunu derinlemesine yaşarken; çimento ve seramik gibi enerji yoğun sektörler, ihracat değerlerindeki düşüşü sürdürmüş ve maliyet baskısı nedeniyle yeni yatırımları durdurma eğilimine girmiştir. İhracatın darboğazı, bu iki sektör grubu üzerinden net bir şekilde gözlemlenmektedir.
3. Türkiye İhracatının Lider Sektörleri Baskı Altında
Otomotiv, Kimyevi Maddeler ve Elektrik/Elektronik gibi yüksek sermaye yoğun ve katma değeri görece yüksek olan sektörler, ihracat hacminde liderliği sürdürmelerine rağmen, genel ekonomik baskılardan dolayı 2025'in ilk yarısında nominal bazda dahi beklenen artışı yakalayamamış veya daralma yaşamıştır. Bu durum, darboğazın sadece emek yoğun sektörlere özgü olmadığını, tüm sanayi ihracatını etkilediğini göstermektedir.
İhracat Liderlerinin 2023-2025 (Ocak-Haziran) Performansı (Milyar USD)
| Sektör | 2023 İlk 6 Ay İhracat (Milyar USD) | 2024 İlk 6 Ay İhracat (Milyar USD) | 2025 İlk 6 Ay İhracat (Milyar USD) | 2025/2024 Değişim (O-H) (%) |
| Otomotiv | 16.0$ | 17.0$ | 17.5-17.8 | +3% ila +5% |
| Kimyevi Maddeler | 15.5$ | 14.5$ | 15.2$ | +4.6% |
| Elektrik/Elektronik | 7.0$ | 7.2$ | 7.4$ | +2.8\% |
Not: Yukarıdaki rakamlar, TİM'in genel bültenlerinde ve sektörel raporlarda yer alan Ocak-Haziran dönemi toplamları ve yıllık değişim yüzdeleri baz alınarak hesaplanmıştır. Otomotiv ve Kimyevi Maddeler, Haziran ayındaki güçlü performansları sayesinde 2025'in ilk yarısını nominal artışla kapatmıştır.
Otomotiv ve Kimyevi Maddelerdeki Genel Eğilim
Otomotiv: Sektör, Avrupa'daki talep daralması ve yurt içi maliyet artışlarına rağmen en yüksek ihracatçı unvanını korumuştur. Ancak pazar çeşitliliğine ve büyük üreticilerin güçlü tedarik zincirine sahip olması, hazır giyimdeki gibi ani bir çöküşü engellemiştir.
Kimyevi Maddeler: Bu sektör, genel sanayi ihracatının %5.8'lik artış ortalamasını (2025 Ocak-Haziran dönemi) yakalayarak, en yüksek artış gösteren büyük sektörlerden biri olmuştur. Bu toparlanma, ilk makalede belirtilen "liderliği sürdürme" tezini, özellikle Kimyevi Maddeler için nominal bazda destekleyen ana veridir.
Sonuç:
Buna karşın, Otomotiv, Kimyevi Maddeler ve Elektrik/Elektronik gibi sektörler, küresel talep zayıflığına ve yurt içi maliyetlere rağmen ihracat liderliğini sürdürmüş ve Kimyevi Maddeler gibi bazıları nominal artışla genel ihracat değerinin düşmesini frenlemiştir. Bu sektörler, emek yoğun sektörler kadar derin bir daralma yaşamamıştır.
III. Genel Bakış ve Gelecek Projeksiyonu
2025 yılı ilk dokuz ay tamamlanırken,
Türk ihracatçısı için rekabet gücünün eridiği bir yıl olmaya aday ki son 3 aylık verilerin bunu değiştirmesi muhtemel değil. Nominal ihracat
değerinde sınırlı bir artış görülse de (Ocak-Ağustos döneminde %4,3), bu
artışın büyük kısmı enflasyonun doğal yansımasıdır. Esas sorun, birim
ihracat değerinin (ortalama $1,47) düşme eğilimi göstermesidir.
Para
politikasının bir sonucu olarak, ithalatın düşmesiyle birlikte dış ticaret
açığındaki gerileme ve ihracatın ithalatı karşılama oranında (enerji hariç
bazda %101,7) kısmi iyileşmeler yaşanmıştır. Ancak bu, sağlıklı bir ihracat
artışından ziyade, iç talebin ve ithalatın baskılanmasının bir sonucu olarak
değerlendirilmektedir.
Gelecek Projeksiyonu (2026'ya Bakış)
- Kur Politikası Baskısı Sürecek: Enflasyonla mücadele birinci
öncelik olduğu sürece, kurun enflasyonun gerisinde kalması (yani REK'in
değerli kalması) yönündeki baskı devam edecektir. Bu durum, ihracatçıların
kâr marjları üzerindeki baskıyı 2026'nın ilk yarısında da sürdürecektir.
- Zorunlu Yapısal Dönüşüm: Emek yoğun sektörler ya hızla yüksek
katma değere, markalaşmaya, tasarıma ve sürdürülebilirliğe odaklanmak
ya da pazar kayıplarını kabul etmek zorunda kalacaktır.
- Enerji Bağımsızlığı Kritik: Enerji yoğun sektörlerin
rekabetçiliğini geri kazanması için yerinde güneş enerjisi (öz-tüketim)
ve yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlanması ve bu yatırımların
önündeki mevzuat engellerinin kaldırılması şarttır.
- Pazar Çeşitlendirme
Odaklanması: AB'deki
talep yavaşladığı için, ABD, Kuzey Amerika ve Uzak Doğu pazarlarına
yönelik devlet destekli stratejik pazar çeşitlendirme çabaları (örneğin
gıda ihracatında GATE projesi gibi) belirleyici olacaktır.
Nihai
Değerlendirme: Türkiye
ihracatının 2025'teki darboğazı, temel olarak yurt içi yüksek enflasyonun
maliyetleri şişirmesi ve aynı anda uygulanan sıkı para politikasının kuru
baskılamasıyla oluşmuştur. 2026'da sürdürülebilir bir çıkış yolu, sadece
katma değeri yüksek ürünlere geçişle değil, aynı zamanda makroekonomik
istikrarla desteklenen, reel anlamda rekabetçi bir döviz kuru politikası ile
mümkün olacaktır. Aksi takdirde pazar kayıpları devam edecektir.




YORUM