küreselleşme, globalleşme, küçük işletmeler, zincir markalar, küreselleşme küçük işletmeler, karl marx, komunist manifesto, küçük işletmeler nasıl rekabet eder, küçük işletmeler nasıl ayakta kalır, küçük işletmeler ve küresel şirketler, küçük işletmelerin ömrü, kaybolan meslekler, küresel markalar, çok uluslu şirketler rekabet, küresel rekabet, global rekabet, yerel rekabet
Küreselleşme, iletişim ve ulaşım teknolojileri geliştikçe, hızlandıkça,
ucuzladıkça, kolaylaştıkça, kapitalizmin etki alanını ve dünyanın değişik
noktalarına nüfuz etme gücünü arttırdı.
Endüstri devrimi ve sömürgecilikten bu yana
farklı ülkelerde yerel marketlere nüfuz eden çokuluslu şirketler, son 30 yılda,
kablosuz telefonlar, internet, kurumsal yazılımlar, lojistik, tedarik zinciri
vb gibi, her yeniliğin ardından, nefesini, yerel firmaların ensesinde daha
soğuk hissettirmeye başladı.
200 yıl önce, İngiliz Doğu Hindistan Şirketi,
Londra’dan aldığı bir direktifi Hong Kong ofisine aylar sonra iletebiliyordu.
Çin limanlarından yüklenen mallar Avrupa kentlerine aylar sonra ulaşabiliyordu.
Bir kolonide yerel marketler oluşturmak ve
faaliyetlerin etkinleşmesi yıllar sürüyordu. Artık bir telefonla direktifler
iletiliyor, pahada ağır yükte hafif bir mal aynı gün dünyanın öteki ucuna
nakliye uçakları ile taşınabiliyor. Kurulum rehberi hazır, şablonları belli bir
franchise mağaza birkaç hafta içinde açılıp faliyete geçebiliyor. (www.ihracat.co)
Eski Köye Yeni Hane
Hikayeye göre, mahallenin kırk yıllık bakkalı,
semtin göbeğinde açılan büyük bir zincir marketin rekabetine maruz kalır.
Bakkal sahibi mahalleliyi uzun yıllardır tanımaktadır ancak dostane ilişkiler
ve geçmişten gelen güvenilirlik, kıyasıya bir rekabet başlarsa ayakta kalmaya
yetebilirmi?
Dünya genelinde binlerce mağazası olan ve yayılma
stratejisi güden bir şirket, genişleyen küresel kaynaklara sahiptir ve yerel
rakipleri saf dışı etmek için belirli bir bölgede gerektiğinde, kar marjlarını
feda ederek aylarca, yıllarca rekabet edebilecek güçtedir.
Eğer mevcut durumunu iyi analiz ederek farklı
rekabet silahları bulamazsa, küçük bir yerel işletmenin bel bağlayacağı müşteri
sadakati hiçbir şey ifade etmeyecek ve kepenkleri indirmek kaçınılmaz olacaktır.
Küçük İşletmelerin Hiçmi Şansı Yok
Bunu söylemek ezbere bir yorum olur ancak pek çok
meslek grubu için zincir marketler, değil semte, tüm ülkeye dağıtım yapan
markalar ve e-ticaret siteleri ile rekabet etmek çok zor. Eğer benzer
kanallarda yapılanamıyorsanız, benzer standartlarda hizmet veremiyorsanız
aslında rakiplerinize değil zamana, değişen müşteri beklentilerine ve trendlere
yenik düşüyorsunuz.
Küçük bir market, pideci, pizzacı veya çiçekçi
olduğunuzu varsayalım. Paket servisiniz olmalı, müşterilere bir teslim süresi
vadetmelisiniz, kredi kartı ve hatta yeni telefon uygulamaları
ile ödeme opsiyonunuz olmalı, telefonla sipariş hattınız ve online kataloğunuz
olmalı.
Müşteri taleplerini, memnuniyet ve şikayetlerini
takip ve değerlendirebiliyor olmanız gerekiyor. İşletmenizin, satın alma,
satış, stok takibi ve muhasebe kayıtlarını dijital ortamda takip etmeli,
örneğin koşan ürünlerin tedariğini hızlandırıp, yavaş satılanların sipariş
adetleirni düşürmeli, şikayet aldığınız ürünleri muadilleri ile
değiştirebilmelisiniz.
Kısaca küçük esnaf rekabetçi ve pazarlama
kanallarını profesyonelce kullanabiliyor olmalı. Tüm bunlar başarılırsa.
Tanındığınız semtte, bildiğiniz muhitte olmanın ve bildiğiniz işi yapıyor
olmanın avantajlarını kullanarak fark yaratabilirsiniz.
50 yıldır kitap satan bir kitapçı artık,
hediyelik eşya, kırtasiye ürünlerine raflarında yer ayırmalı ve belki
bünyesinde küçük bir cafe bulundurmalı. Kendini yenileyebilen, masraf
kalemlerini düşürüp gelir kalemlerini çeşitlendirebilen küçük işletmeler için
bir şans var.
Kaybolan Meslekler
Pek çok iş dalı, küreselleşmeden öte,
teknolojiye, maliyetlere ve değişen tüketim alışkanlıklarına bağlı olarak
piyasadan siliniyor. Zanaatkar olarak tabir edilen pek çok meslek ustası, artık
seri üretimle çok ucuza satılan basit kopyalardan daha kaliteli olmasına
rağmen, ürettikleri ürünlerin el emeğine değecek fiyatı verebilecek müşteri
bulamıyorlar.
Özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanlar artık
şemsiyelerini, küçük ev aletlerini, basit elektrikli gereçleri tamir
ettirmektense yenisini almayı tercih ediyor ki bu ürünlerin pek çoğunun tamiri
ile ürünün yenisi arasında fiyat farkı yok.
İkibinli yıllara kadar kendi başına küçük de olsa
bir dükkan açtıran kimi meslekler artık sadece bir market rafında yer
bulabilecek duruma düştü. Pek çoğumuz sadece yufka ve bazen birkaç hamur ürünü
daha satan yufkacıları hatırlar, artık büyük şehirlerde yufka satarak bir
işletmeyi yaşatmak mümkün değil. Kalan son temsilciler yakın bir zamanda
silinecektir. (www.ihracat.co)
Küreselleşmiş Markalar
Karl Marx, ünlü eseri "Komünist
Manifesto" da, küçük yerel işletmelerin kaçınılmaz olarak büyük çokuluslu
şirketler tarafından kapitalizmin çarklarında eritileceği konusunda uyarıda
bulunur. Ona göre, yerel işletmelerin yıkımı, yerel kültürün kaybına sebep
olacak ve yalnızca ülkeden ülkeye, küçük nüanslarla farklılık gösteren tekil
bir anonim şirket kültürünün ortaya çıkmasına sebep olacaktır.
Serbest ticareti savunanlar, sosyalizme cephe
alanlar yıllarca Karl Marx’ı eleştirdi ancak Marx bu noktada geleceği doğru
okumuş görünüyor. Farzedinki bir jetle sizi her gün farklı bir ülkenin büyük
bir şehrine götürdüler. İlk Gün ABD New Yorkta, sonraki gün Çin’in
Shanghai şehrinde, Avustralya’da Merlborn’da, Türkiye’de istanbulda,
Avrupa şehirleri olan Paris, Berlin ve Roma’da bulunduğunuzu farzedin. Şehir
merkezlerinde gezerken göreceğiniz ortak noktalar çok fazla.
Neredeyse her şehirde
karşınız McDonals, Starbucks, KFC’s çıkacak. Hepsinde Samsung ve Apple
mağazaları ile karşılaşacaksınız. Nike, Levi’s, Armani, Marks&Spancer ve
diğerleri…
Pek çok dünya kenti, 30 yıl önceki yerel
dokusundan uzaklaşmış durumda. Bu tabelalar ve vitrinler beraberinde şehirlerin
kabuk bağlayıp eski dokunalarını kaybettikleri bir kültür erozyonuna sebep
oluyor.
Marx’ın kehanetinden farklı olarak, Artık global
markalar ürün gamında yerel unsurlar barındırıyor, Pazar payı buldukları
ülkelerde yatırım yapma zorunlulukları ve kar aktarımındaki sınırlamalar
nedeniyle yerel şirketlerle ortaklıklar kuruyorlar. Pek çok ülkede hükümetler,
mali yükümlülükleri karşılamayanlara yüklü cezalar kesme, karşılıklı
işbirliğine zorlama eğiliminde.
Bazı yerel işletmeler kapanır veya ağır rekabet
şartları altında ezilirken, küresel şirketlerin iştiraklerine, franchise ve
zincir rakiplere başarılı bir şekilde direnebilenler de var. Çin'de, son
30 yılda yüzbinlerce batı tipi fastfood yeme içme mekanı ve lokanta açıldı,
ancak hala çok sayıda başarılı küçük restoran ve kahve dükkanı var.
Bu
restoranlar nasıl hayatta kaldı? Köfteler, erişteler, Pekin ördeği gibi
yerel menü öğeleri sunarak, zincir mağazaların sunamayacağı yerel menülerle
dayandılar.Mcdonald’s bir menüsüne Çin sebze çayı eklemek isteyebilir ancak
seri üretimde aynı lezzeti yakalaması mümkün olmayacaktır ve halihazırda bu
yerel lezzetleri her daim sunabilecek uzman personelden yoksundur. (www.ihracat.co)
Çok Uluslu Şirketlerin Rekabet Avantajları
Geçmişte “Made in …” ibaresi pek çok ülke
tüketicisi için önemliydi. Pek çok insan kendi ülkesinde üretilmiş ürünlere
karşı daha duyarlıydı. Özellikle kalite standartları gelişmiş ABD ve bir kısım
Avrupa ülkesinde bu durum daha belirgindi.
Bugün artık pek çok sanayileşmiş ülke için kendi
toprakalrında üretim yapmak, yüksek işçilik maliyetleri ödemek, işçi
sendikalarıyla uğraşmak ve yüksek maliyetlerden kaynaklanan küçük kar marjları
ile üretim yapmak anlamına geliyor.
Bunun nedeni, üretim üssünüzü,
maliyetlerin çok daha düşük olduğu başka bir ülkeye kaydırmanın çok daha
güvenli ve karlı bir yatarım haline gelmiş olması. Daha zayıf bir para
birimine sahip bir ülkede daha düşük malzeme ve işçilik maliyetleri, kârları
önemli ölçüde artırır.Küçük işletmeler genellikle denizaşırı
fabrikalarla dış kaynak kullanımı ortaklıkları kurma avantajına sahip değildir.
Yüksek adetli alımlar yapamazlar. Aynı malın fiyatı ve ödeme şartlarını onlarca
ülkede, yüzlerce tedarikçiden kısa aralıklarla kontrol edip karşılaştırmak ve
müzakere etme şansına da sahip değildirler. Tüm bu saydıklarımız, fiyatlamada
ciddi bir dezavantaj oluşturmaktadır.
Wal-Mart gibi çok uluslu şirketler, binlerce
çeşitten oluşan ürün gamlarını Çin'den son derece ucuza ithal etmekte, çok az
miktarda ürün üretmekte ve her bir ürün için sadece az bir kazanç elde
etmektedir. Bu iş modelinin amacı, ürün başına düşük karını dengelemek
için yüksek satış hacmini kullanmaktır.
Aslında temel amaç, dış kaynak
altyapısının eksikliği nedeniyle bu düşük fiyatları yakalayamayan yerel
rakiplerden daha ucuza ürün satarak onları alt etmektir. Walmart ucuzdur
ancak, yerel rakipleri egale ettiği bölgelerde ve o ürün gruplarında,
fiyatlarını revize ederek, artık rakip kalmadığından daha karlı satışlar
yapabilme şansına da sahiptir.
Mücadeleye Devam
Küçük işletmeler genellikle güçlü küreselleşmiş
bağları olan çokuluslu bir şirket tarafından hedef alındığında sinek gibi düşer. Bununla
birlikte, butik bir işletme haline dönüşmek, uzman olduğunuzu tüketiciye kabul
ettirmek yerel, geleneksel unsurlar taşımak, bir kültürü temsil edebilmek
hayatta kalma şansınızı arttırır. (www.ihracat.co)
Diğer yandan yerel ittifaklar kurmak, satın alma,
hizmet tedarik etme gibi konularda bulunduğunuz bölgedeki küçük işletmelerle
işbirliği yapmak rekabet şansınızı arttırır.
Her büyük şirket ve tabi çok uluslu şirketler de
bir zamanlar küçük bir işletme olarak kuruldu. Bugün zor olan, halihazırda çok
büyük rakipler olması ve piyasa da rekabet şartlarının geçmişle kıyaslandığında
katlanarak zorlaşıyor olmasındandır.
Altın bir tavsiye, her daim zayıf ve güçlü
olduğunuz yönleri tartın, zincir mağazalardan farklı olduğunuz,
farklılaşabileceğiniz noktalara odaklanın. Büyük şirketler rekabet güçleri çok
olsa da, krizler karşısında daha kırılgandır ve kar marjı düşük pazarlarda
direnmek değil, zarar büyümeden bir anca önce çıkma eğilimindedirler .
Mücadeleye devam.
merhaba.yazılarınızı uzun süredir takip ediyorum. bu yazınızda bahsettiğiniz globalleşme, küreselleşme, uluslararası ticaret gibi hareketlerin küçük esnaf üzerinde etkisinin pek fazla olacağını düşünmüyorum. küçük esnafın dayabilmesi için lokal anlamda esnaf ve sanatkarlar odası gibi birliklerin desteklerinin bitmesi gerekir. bununla birlikte küçük esnaf hareket alanını değiştirerek vea geliştirerek, değişik inovasyonlarla ayakta kalmaya devam edecektir. örneğin 24 saat hizmet, eve teslim kapıda ödeme vb.
YanıtlaSilticari kredi kartımı da aldım postan sonra garantiden ve ilk aydan çok güzel bonus ve indirim kazandım
YanıtlaSil